Gerçek şifayı kanatlarında taşıyan herhangi bir şiir, genellikle, yaratıcısını iyileştirdiği anlaşıldığı an tıbbi kariyerine başlar.
Robert Haven Schauffler
Merhaba,
Yazarak yaratan olarak sadece yazının tarihi değil, yazının psikoloji üzerinde etkilerini de araştırıyorum. Halen okuma, araştırma yolculuğu devam ediyor. Öğrenilecek ne çok şey var.
İnternetten sipariş verdiğim kitapların hem indirimli hem de kısa bir sürede ulaştırılıyor olması mutluluk verici.
KitapSever olarak kitapları okudukça, oluşan farkındalık satırlarının Blog okurlarına ulaşması da ayrı bir sevinç.
Şiir Terapi kitabıyla çok uzun zaman önce tanıştım. Benim gibi kitaplara dokunarak, koklayarak, her sayfasını parmaklarınızda hissetmek isteyenlerdenseniz, kütüphanede diğer dostların yanında yerini alsın istiyorsunuz.
Kitaptan paylaşmak istediğim bölüme gelecek olursak.
Edebiyat eserlerinin önemli bir bölümü duygusal dışavurumların fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olumlu, duygusal tutukluğun olumsuz etkisi olduğunu göstermektedir. Travma sonucunda ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal durumu geliştirmek için de yazılı ifadenin kullanımı, pek çok araştırmayla desteklenmiştir.
Jung, pek çok kavramı yeniden tanımlamıştır. Böylece bir tedavi yönteminden daha çok bir gelişim modeli yaratmıştır. Jung, ne sanata bir hastalık gibi bakmıştır, ne de sembolleri, birer semptom olarak değerlendirmiştir. Ona göre, üstü kapalı bir unsur olan sembol, bir sözün sahip olduğundan çok daha fazlasına sahiptir. Jung, bu nedenle sembolleri, bir nesnenin doğrudan sunumu olan iz’den ayırt etmiştir. Ayrıca, şiiri psikolojik analize tabi tutmak yerine, ona anlam kazandıran şaire sorumluluk yüklemiştir. Jung, dolaylı olarak tüm insanların şair olduğunu ve yaratıcılığın farklı unsurlarıyla eşsiz bir anlam sistemi dünyası geliştirdiklerini belirtmiştir. Whitmont ve Kaufmann analitik psikoloji bağlamında sanatı şu şekilde ele almıştır:
Genellikle sanatsal ürün, indirgemeci bir şekilde, sanatçının aile topluluğuna ya da çocukluk travmalarına dayandırılarak analiz edilir. Ancak ilham veren sanat, bunun çok ötesindedir: Hepimizde var olan sonsuz ve evrensel şeylerin bireysel ifadesidir.(...) Yaratıcılık, arketepik biçimlere, arketiplerin istilasına uğramadan, gerçekçi ve görülebilir bir ifade kazandırma yetisinin işe koşulmasını gerektirir. Sanatçı (...) nevrotik olduğu İçin değil; ancak ve ancak yaratıcı olduğu İçin üretir ve kendi içindeki güçlere karşı amansız bir mücadele verir.
Adler şairin, bireyin yaşam tarzını anlama yeteneğine saygı duymuştur.
Şairlerin, içinde yaşadıkları ortamdaki etkinlikleri aracılığıyla kurdukları yakın ilişkilerde bütünüyle görünmez olarak kişisel yaşamları, davranışları ve ölümü gösterme yeteneklerine hayran oluruz. Bir gün, mutlak gerçeğe giden yolda sanatçıların, insanlığın gerçek liderleri olduğu anlaşılacaktır. Bireysel psikoloji anlayışına ulaşmamı sağlayan eserler arasında, peri masalları, Shakespeare ve Goethe doruk noktası olarak öne çıkar.
Menü, Denemeler/ Şiirler’im sayfasından konuyla ilgili bilginin detaylarına ulaşabilirsiniz. Ayrıca yazdığım şiirleri okuyarak, sorulara cevap verme fırsatınızda olur.
Okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Okuyunuz…
Sevgiyle,
Yasemin Emre